Makaleler

Hareket ve Öğrenme – 1

Hareket, öğrenmenin giriş kapısıdır. Dr. Paul Dennison Bu yazımızda hareket ile beyin ve öğrenme ilişkisini genel hatları ile ele alacağız. Beyin sadece aklın barındığı bir yer değildir. Tıpkı akıl gibi duyusal algı ve duygular da burada barınmaktadır. Hormonların dağılımı gibi vücudun hareketleri de beyin tarafından kumanda edilmektedir. Zihinsel fonksiyonlarımız, fiziksel ve ruhsal fonksiyonlara sıkı sıkıya bağlıdır. Bu sebeple öğrencilerin tüm yönlerine hitap etmek, öncelikle boş zamanlardaki hareketsizliği telafi ederek bu hareketlerle beyni sürekli olarak yeniden aktif hale getirmek ve performansını sergilemesini sağlamak gerekir.

Gerek günlük hayatta, gerekse eğitim sistemimizde genellikle çocukların beş duyusundan sadece ikisine, yani görme ve duyma duyusuna hitap edilmektedir. Dokunma, koklama ve tatma gibi yoğun fiziksel-duyusal deneylerin yetersizliği, “kavrama” nında aynı ölçüde yetersiz olmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda da algılama düzeyinde, bilgiyi işleme becerisinde ve davranışlarda bozukluklar meydana gelmektedir. Hareketsizlik çocukların zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Bu sebeple öğrencilerin günlük planlarında hareket etmeye daha fazla önem verip bunun için daha fazla zaman ayırmak ve öğrencilere mümkün olduğunca sık sık fiziksel duruşlarını güçlendirecek, beyin fonksiyonlarını geliştirecek, onları rahatlatacak ve konsantrasyonlarını artıracak hareketler yapma imkanı tanımak gereklidir. Beyin, zihin ve beden araştırmaları yukarıdaki ifadeleri destekleyen niteliktedir.

Bu araştırmalara göre hareket ve öğrenme sistemi arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Beynimizin hareketle ilişkili olan bölgesi beyinciktir. (Cerebellum) Beyincik hacimce beynin sadece onda biri kadardır ancak beyindeki nöronların yarısından fazlası beyincikte bulunmaktadır. Beyincik yaklaşık 40 milyon sinir lifine sahiptir. Bu sinir liflerinin sayısı, oldukça karmaşık bir sistem olan görme bölgesindeki sinir liflerinin sayısından 40 kat daha fazladır. Bu lifler vasıtasıyla beyincik ile korteks arasında yoğun bir iletişim sağlanmaktadır. Beyincikten çıkıp beyindeki bellek, dikkat ve uzamsal algılama bölgelerine bağlanan bir yol vardır.

Ayrıca beyincikten duygusal sistemdeki mutluluk merkezine doğrudan giden yollar vardır. Bedensel hareketler, kimyasal iletici maddelerin harekete geçmesine sebep olmaktadır. Spor yaptıktan sonra beyin, seratonin ve endorfin gibi moral yükselten doğal mutluluk hormonları salgılanmaktadır. Ayrıca uyanıklık, dikkat ve hafızada önemli rol oynayan dopamin nörotransmitterleri hareketle artış gösterir. Hareket, beynin gelişmesinin en temel şartıdır. Sağlıklı gelişebilmeleri ve kendilerini iyi hissedebilmeleri için çocukların hareket etmeye ihtiyaçları vardır. Hareket beyinde sayısız nöron ağının oluşmasını sağlamaktadır. Yapılan deneylerde egzersiz yapan ve yapmayan fareler karşılaştırıldığında; egzersiz yapan farelerin beyin hücrelerinin çevrelerinde, egzersiz yapmayan farelere göre daha fazla kılcal damara rastlanmıştır. Egzersiz yapan farelerin nöron faaliyetleri, yapmayanlara göre belirgin oranda fazladır. Bedenin hareket ettirilmesi insanın temel ihtiyaçlarından biridir.

Beynin iyi çalışması, diğer bir çok faktörün yanı sıra optimal bir kan dolaşımına bağlıdır. Ve kan dolaşımının kusursuz olması ancak sağlıklı bir bedenle mümkündür. Egzersiz; kasları, kalbi, akciğer ve kemikleri biçimlendirmekte ve beynin bazal ganglia, beyincik, corpus callosum gibi önemli alanlarının da güçlendirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca egzersizle beyne daha fazla oksijen gönderilmektedir. Bu yolla nöronların gelişmesine katkı sağlamakta ve aralarında daha fazla bağlantı oluşmaktadır. Fiziksel egzersiz beyni uyarmakta ve daha iyi öğrenmenin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Bazı hareketler iç kulağı uyarmaktadır. Bu bedenin dengede kalmasına, hareket koordinasyonuna yardımcı olmaktadır. Beyinde hareketlerin işlendiği bölüm ile öğrenmenin işlendiği bölüm aynıdır.

Beynin hareket kontrolü sağladığı bilinen kısmı öğrenmeyle de ilgilidir. Özellikle yeni hareketler denediğimizde beynin ön alın korteksi ve alın lobunun arkasındaki üçte ikilik kısım harekete geçmektedir. Bu alanlar problem çözme, planlama ve yeni bir şeyler öğrenip yapmak için gereken sıralamayı oluşturmak amacıyla kullanılan beyin bölgeleridir. Sonuç olarak maalesef eğitim sistemimizde hareket ve egzersize yeteri kadar önem verilmemektedir. Beden eğitimi dersleri bile çoğu zaman test çözme fırsatları olarak değerlendirilmektedir. Hareket ile öğrenmenin önemini kavramış toplumlarda, beynin öğrenme potansiyelinin aktifleştirilmesi amacıyla çeşitli ‘hareket-bilim’ programları oluşturulmuştur. Ebeveyn olarak çocuklarımızı spor etkinliklerine küçük yaşlardan itibaren yönlendirebiliriz.

Okul yöneticileri ve öğretmenler ise; eğitsel hareketleri eğitim programlarına entegre edebilirler. Yazımızı öğrenme ve hareket bilim uzmanı Frederic Vester’in sözüyle sonlandıralım. “Her öğrenme hareketi zihinsel, psikolojik ve fiziksel süreçlerin sıkı sıkıya bağlı olduğu biyolojik bir süreçtir.” Sonraki yazımızda hareket ile beyin ve öğrenme arasındaki ilişkiyi daha ayrıntılı inceleyeceğiz.